Kim Ki O: İstanbul’la ilgili bir röportaj

 

Son altı yıldır electro-pop, lo-fi, dark müzikler yapan, hem Türkiye, hem de yurtdışında çeşitli organizasyonlara ve konserlere katılan Kim Ki O, İstanbul’un indie müzik dünyasında isimlerini duyuruyor. Son şarkıları, Hollandalı Enfant Terrible labelindan Dans adlı parçalarını, 10 mart’ta Salon IKSV’de, Amerikalı grup Tune Yards ile birlikte sahne alacaklar. Kim Ki O kimdir? Ekin Sanaç, 29 yaşında, synths çalıyor ve Berna Göl, 28 yaşında, bass gitarist. Beraber Türkçe şarkılar söylüyorlar.  Mashalla News’ile İstanbul hakkında konuştular.

Kim Ki O nedir?

Berna: Aslında Kim Ki O, İstanbul’la ilgili bir grup. Şehir ve insanlarla ilgili.
Ekin: Yaptığımız şey istanbul’la ilgili. Burada bu müziği yapıyor olmasaydık, başka bir şey yapıyor olurduk gibi geliyor bize, çünkü burası ikimiz için ruhani bir şehir.

İstanbul’da mı doğdunuz?

Berna: Evet ikimiz de İstanbul’da doğduk ve hep İstanbul’da yaşadık.

Nasıl tanıştınız?

Ekin: Orta okulda.
Berna: 11 yaşımızdan 18 yaşımıza kadar aynı okulda, aynı sınıftaydık.

2006’da proje nasıl başladı?

Ekin: İkimiz de müzik yapmak istiyorduk ve bunu birlikte yapmak çok iyi bir fikirdi.
Berna: Birbirimizi uzun süre görmemiştik. Bir gün yolda karşılaştık. İlk sorduğumuz şey: “Birlikte müzik yapalım mı?” oldu. Ondan sonra hemen başladık.

İstanbul’da en sevdiğiniz semt neresi?

Ekin: Aslında yaşadığım yeri seviyorum, Kadıköy.
Berna: Ben de en çok Kadıköy’ü seviyorum ama genel olarak İstanbul’u sevmiyorum. Başka bir yerde yaşamayı tercih ederdim ama olmuyor. Bence İstanbul’da herkes kendisine hapsolmuş bir şekilde yaşıyor.

Belki bir aşk nefret ilişkisi?

Ekin: Evet ama aşk azalıyor bir zaman sonra.
Berna: Nefrete doğru gidiyoruz.
Ekin: O yüzden müzik yapıyoruz.

İstanbul hakkında güzel bir laf söyler misiniz?

Berna: İstanbul hakkında güzel bir söz olamaz ama mesela “taşı toprak altındır” denir genelde.
Ekin: Ve “köprüden önce son çıkış.”

İstanbul’da en sevdiğiniz lokanta?

Berna: Kutu, Kadıköy’de vejetaryen lokantasıdır.
Ekin: Benim mekanım. Olsun, reklam yapalım !
Berna: Oto Yıkama, rakı içilen bir meyhane Beyoğlu’nda. Eskiden alt katında araba yıkanıyordu. Böyle pis bir yerde. Bildiğim kadarıyla adı da yok, Oto Yıkama diye biliyor herkes. Gizli bir yer.

En sevdiğiniz gece mekanı?

Ekin: Gece mekanı? Biz burada gece sadece konser vermeye çıkıyoruz.
Berna: Hep Arkaoda’ya gidiyoruz ve Peyote’ye. Ama pek çıkmıyoruz.

İstanbul’da en sevdiğiniz ulaşım?

Ekin: Yürümek.

Nereden nereye?

Ekin: Hiç fark etmez gideceğiniz yere yürüyerek gitmeniz gerek. Vapuru sevmiyorum.
Berna: Ben de artık vapuru sevmiyorum. Eskiden çok seviyordum çünkü sigara içiliyordu. Artık yasak.
Ekin: Sigara içiliyordu, vapur kart vardı, çok ucuzdu. Şimdi çok sıkıcı bir şey oldu.

İstanbul’da en nefret ettiğiniz yer?

Berna: Mecidiyeköy
Ekin: Mecidiyeköy, Maslak.

Orada güzel alış veriş merkezleri var.

Ekin: İşte, onlardan nefret ediyorum, gerçekten.

İstanbul’un en kötü binası hangisi?

Ekin: Çok zor bir soru, çok var.
Berna: Taksim ve İTÜ kampüsün altında, Ritz Carlton hotel var, çok çirkin.
Ekin: Ve yeni bir adliye sarayı yaptılar.
Berna: En çok ondan nefret ediyorum. Avrupa’nın en büyük adliye sarayı!

İstanbul tarihinde hangi döneminde yaşamak isterdiniz?

Berna: Altmışlarda ya da yetmişlerde. Yani, annemlerin yaşadığı zamanlarda.
Ekin: Ben de.

Politika için mi?

Ekin: Evet.
Berna: Politik, müzik, hepsi. O zaman insanlar birbirlerine daha yakın yaşıyorlardı, iletişim daha güçlüydü.

Edited by Hatice Utkan.

(Visited 1,422 times, 1 visits today)

Leave a Reply